Translate
21 Şubat 2017 Salı
15 Şubat 2017 Çarşamba
Sabah namazını ilk kılan kişi, Adem aleyhisselâmdır.
Adem aleyhisselâm cennetten yeryüzüne indirildiğinde; dünya karardı .Ve gece bastı. Adem aleyhisselâm, önünü göremez oldu . Büyük korkuya kapıldı. Ama sonra şafak doğduğunda sevindi ve gecenin karanlığından kurtulduğu ve bir daha gündüz kendisine geldigi için. Şükür niyetiyle hemen iki rekat kıldı.
Öğle namazını ilk olarak kılan İbrahim aleyhisselâmdır.
İbrahim aleyhisselâm, oğlunun yerine fidye geldiğinde öğlen vaktiydi.Kalktı dört rekat şükür namazı kıldı.
İkindi namazını ilk kılan, Yunus aleyhisselâmdır.
Allahü Teâlâ hazretleri, Yunus aleyhisselâmı dört büyük zulmetten kurtardı;Zelzele Gece Su Balığın karnındaki karanlıklardan kurtardığında ikindi vaktiydi dört rekat şükür namazı kıldı.
Akşam namazını ilk kılan Dâvûd aleyhisselâmdır.
Mevla , Davud aleyhisselâmın zellesini akşam vakti af buyurdu.Davud aleyhisselâm Allahü Teâlâ hazretlerine şükür için dört rekat namaz kıldı. Üçüncü reakatinda yoruldu ve oturdu.Yani üçüncü rekatta selam verdi.Böylece akşam üç rekat oldu.
Yatsı namazını ilk kılan Musa aleyhisselâmdır.
Musa aleyhisselâm medyene yola çıktığında. Mısır’ın yolunu şaşırdı. Hanımının üzüntüsüne kapıldı. Kardeşi Harun aleyhisselâm için üzüldü. Düşmanı Firavundan dolayı üzüldü.Evladindan dolayı gam ve keder hissetti.Mevla bu gam ve kederlerden kurtardığı için. Musa aleyhisselâm yatsı vaktinde dört rekat namaz kıldı.
Vitir namazını ilk kılan Efendimiz sallallahu alleyhi ve sellemdir.Efendimiz sallallahu alleyhi ve sellem üçüncü rekata kalktığında cehennem ateşinin hiddetini gördü, ellerini bıraktı. Ve sonra tekbir aldı. Kunut duasını okudu.Allahü Teâlâ hazretlerinden cehennem ateşi ve ehlinden dolayı yardım istedi.Efendim sallallâhu aleyhi ve sellem bu halde , vitir namazını üç rekat olarak tamamladı.
Ruhul beyan
Adem aleyhisselâm cennetten yeryüzüne indirildiğinde; dünya karardı .Ve gece bastı. Adem aleyhisselâm, önünü göremez oldu . Büyük korkuya kapıldı. Ama sonra şafak doğduğunda sevindi ve gecenin karanlığından kurtulduğu ve bir daha gündüz kendisine geldigi için. Şükür niyetiyle hemen iki rekat kıldı.
Öğle namazını ilk olarak kılan İbrahim aleyhisselâmdır.
İbrahim aleyhisselâm, oğlunun yerine fidye geldiğinde öğlen vaktiydi.Kalktı dört rekat şükür namazı kıldı.
İkindi namazını ilk kılan, Yunus aleyhisselâmdır.
Allahü Teâlâ hazretleri, Yunus aleyhisselâmı dört büyük zulmetten kurtardı;Zelzele Gece Su Balığın karnındaki karanlıklardan kurtardığında ikindi vaktiydi dört rekat şükür namazı kıldı.
Akşam namazını ilk kılan Dâvûd aleyhisselâmdır.
Mevla , Davud aleyhisselâmın zellesini akşam vakti af buyurdu.Davud aleyhisselâm Allahü Teâlâ hazretlerine şükür için dört rekat namaz kıldı. Üçüncü reakatinda yoruldu ve oturdu.Yani üçüncü rekatta selam verdi.Böylece akşam üç rekat oldu.
Yatsı namazını ilk kılan Musa aleyhisselâmdır.
Musa aleyhisselâm medyene yola çıktığında. Mısır’ın yolunu şaşırdı. Hanımının üzüntüsüne kapıldı. Kardeşi Harun aleyhisselâm için üzüldü. Düşmanı Firavundan dolayı üzüldü.Evladindan dolayı gam ve keder hissetti.Mevla bu gam ve kederlerden kurtardığı için. Musa aleyhisselâm yatsı vaktinde dört rekat namaz kıldı.
Vitir namazını ilk kılan Efendimiz sallallahu alleyhi ve sellemdir.Efendimiz sallallahu alleyhi ve sellem üçüncü rekata kalktığında cehennem ateşinin hiddetini gördü, ellerini bıraktı. Ve sonra tekbir aldı. Kunut duasını okudu.Allahü Teâlâ hazretlerinden cehennem ateşi ve ehlinden dolayı yardım istedi.Efendim sallallâhu aleyhi ve sellem bu halde , vitir namazını üç rekat olarak tamamladı.
Ruhul beyan
14 Şubat 2017 Salı
Hazreti Musa, bir gün bir başına dağları dolanırken, uzaktan yoksul ve yanlız bir çoban gördü. Çoban dizüstü çökmüş, ellerini semaya açıp dua etmekteydi. Bu durum hz. Musa’nın çok hoşuna gitti, ama yaklaşıpta çobanın duasını duyunca şaşırdı.
Çoban Rab’ine şöyle yalvarıyordu:
Kurban olduğumAllah ‘ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste. Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen, gözümü kırpmadan keserim Sen’in için. Koyun kavurması güzeldirAllah ‘ım, kuyruk yağını da alır pilavına katarsın, tadına yenmez olur.
Hz. Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaştı.
Çoban Duasına devam ediyordu:
Yeter ki Sen dile, ayaklarını yıkarım. Kulaklarını temizler, bitlerini ayıklarım. Ne kadar çok severim ben Sen’i. Sana çok hayranım.
Duydukları karşısında hz. Musa öfekeden küplere bindi, bağıra çağıra kesti çobanbın duasını:
Hz. Musa:
Sus, seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın?Allah pilav yer mi? Allah’ın ayakları mı var yıkayasın? Böyle dua olur mu? Külliyen günaha giriyorsun. Derhal tövbe et!
Çoban, Hz. Musa’dan azarı işitince kulaklarına kadar kızardı, utancından yerin dibine girdi. Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmiyeceğine gözyaşları içinde yeminler etti. o gün akşama kadar hz. Musa çobanın yanında durup ona temel duaları ezberletti.Sonra “Allah benden razı olur, iyi iş yaptım” diye düşünerek yoluna devam etti.
Hz. Musa o gece bir ses işitti, seselenen Rab idi:
“Ey Musa! sen bugün ne yaptın? sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Onun bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın. Ağzından çıkan lafı bilmese de, O çoban inancında samimi idi. kalbi temiz, niyeti halisti.
Biz kelimelere bakmayız, Niyete bakarız! kelamlara bakacak olsak yeryüyünde insan kalmazdı!
Biz çobandan razıydık. başkasına medih olan söz sana zemdir. Ona bal olan sana zehirdir. Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile, ne tatlı kabahattır onun ki”
Musa hatasını anlatı ertesi gün çobanın yanına gitti çoban duaya durmuştu yine, Ama dünkü heyecanından, samimiyetinden eser yoktu. Öğretildiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden, aman bir yanlış laf etmiyeyim diye takılıyor, kekeliyor, terliyordu.
Hz. Musa, çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşadı ve dediki:
” Ey dost, ben hatalıyım, ne olur affet. Bildiğin gibi dua et.Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir.
Çoban Rab’ine şöyle yalvarıyordu:
Kurban olduğumAllah ‘ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste. Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen, gözümü kırpmadan keserim Sen’in için. Koyun kavurması güzeldirAllah ‘ım, kuyruk yağını da alır pilavına katarsın, tadına yenmez olur.
Hz. Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaştı.
Çoban Duasına devam ediyordu:
Yeter ki Sen dile, ayaklarını yıkarım. Kulaklarını temizler, bitlerini ayıklarım. Ne kadar çok severim ben Sen’i. Sana çok hayranım.
Duydukları karşısında hz. Musa öfekeden küplere bindi, bağıra çağıra kesti çobanbın duasını:
Hz. Musa:
Sus, seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın?Allah pilav yer mi? Allah’ın ayakları mı var yıkayasın? Böyle dua olur mu? Külliyen günaha giriyorsun. Derhal tövbe et!
Çoban, Hz. Musa’dan azarı işitince kulaklarına kadar kızardı, utancından yerin dibine girdi. Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmiyeceğine gözyaşları içinde yeminler etti. o gün akşama kadar hz. Musa çobanın yanında durup ona temel duaları ezberletti.Sonra “Allah benden razı olur, iyi iş yaptım” diye düşünerek yoluna devam etti.
Hz. Musa o gece bir ses işitti, seselenen Rab idi:
“Ey Musa! sen bugün ne yaptın? sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Onun bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın. Ağzından çıkan lafı bilmese de, O çoban inancında samimi idi. kalbi temiz, niyeti halisti.
Biz kelimelere bakmayız, Niyete bakarız! kelamlara bakacak olsak yeryüyünde insan kalmazdı!
Biz çobandan razıydık. başkasına medih olan söz sana zemdir. Ona bal olan sana zehirdir. Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile, ne tatlı kabahattır onun ki”
Musa hatasını anlatı ertesi gün çobanın yanına gitti çoban duaya durmuştu yine, Ama dünkü heyecanından, samimiyetinden eser yoktu. Öğretildiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden, aman bir yanlış laf etmiyeyim diye takılıyor, kekeliyor, terliyordu.
Hz. Musa, çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşadı ve dediki:
” Ey dost, ben hatalıyım, ne olur affet. Bildiğin gibi dua et.Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)