Translate

11 Ocak 2016 Pazartesi

....

“Yaşadığın mekânın orta yerinde dur, çak kendini, sür bakalım gözlerini görebildiğin sınırlara kadar… Dörtnala. Duvarlar muhafızlardır. Gözlerinin perdeleri. Gaybın gizli sahneleri. Çok fazla gidemezsin. Dön geri.
Mekanın ruhunu düşün bir de.. Mekana üflenmiş kısacık bir zamandır insan. Bilmez ki kaç nefeslik…
Bir amacı var bu mekanın ve zamanın. Ciddi bir sebep için burada, bu yer ve gökler. Vazifeliler. Senin başında bekliyor mekân. Senin yanında durarak, elleri boş akıyor zaman.
Varlığına bak ! Şeklin çok güzel. Donanımlar donanımlısı. Doğuştan kariyerlisin. İradeli bir şeysin. Mekana üflenmiş kısacık bir zamansın. Kaç nefesliksin, sen de bilmiyorsun. Acele etmelisin bu yüzden amacını bulup sakinleşmekte. Güzel bir kelimesin bu uzun, bu esas destanda. Unutma, adın insan. Kısaca. Her kelime asıl harekesini arıyor. Hakiki harekesini bulmuş bir sakinliktir amacına ermek. Anlamlı kılar nefes sayını. Bereketlendirir ömrünü.
Lakin her şey istediğin gibi olmadığı bir dünyadan, her şeyin istediği gibi olmasını istediğin bir dünya çıkarmaya çalışıyorsun. Zor bir şeye kalkışmış olduğunu anlıyorsun gitgide. Bu yüzden çok zaman gözlerin uçurumlara düşüyor. Yanakların hiç kurak kalmıyor. Düşüncen dolu dizgin. Dilin zikir ıslağı. Çok güçlü bir acizsin.
Şeriatını yaşarken kul, âşık olunca kül oluverirsin…
Karşılıksız kullan aklını. Karşılıksız uzat kalbini. Cebini dikme. Bırak sökülsün artakalanın başkalarının eksiğine gediğine. Sayma. Hesap tutma. Bekleme. Verdiğini unut. Vermedikçe uyuma.
Bilgini ver. Düşünü, düşünceni, projeni ver. Mevkini ver. Malını, mülkünü ver. Emanetini tutma başında, gönlünde, elinde, hayatında.
Borçlandır Gani olanı!
Sana…
İyiler olmasa,Yaratan kime borçlanacak?…”
alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder